Uluslararası
Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ) Star, Akit gazeteleri ve Başbakan Erdoğan'la
ilgili açıklama yaptı.
Uluslararası
Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ), 31 Ocak 2013 tarihinde yaptığı açıklamayla Star
ve Akit gazetesine, Başbakan Erdoğan’a yanıt verdi.
Star
ve Akit gazeteleriyle habervaktim.com internet sitesi, 28 Ocak 2013 tarihinde
yalana dayalı haber yaparak ETHA Editörü ve ANF Muhabiri Arzu Demir, Özgür
Radyo Genel Yayın Koordinatörü Nadiye Gürbüz, Atılım Gazetesi Genel Yayın
Koordinatörü Sedat Şenoğlu ve hakkında verilen hapis cezası nedeniyle sürgünde
yaşamak zorunda kalan gazeteci Necati Abay’ı, CPJ ve RSF’yi hedef göstermişti.
CPJ’nin
yaptığı açıklamanın Türkçe ve İngilizci tam metnidir:
Uluslararası Gazetecileri Koruma Komitesi açıklaması:
Türkiye eleştirel gazetecileri
terörist olarak sunuyor
Joel Simon* and Bill Sweeney
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın
hükümeti muhalif gazetecileri “teröristler” diye etiketlemekte hayli hızlı
davranıyor. Bu yaklaşım CPJ’nin tutuklu gazetecilerle ilgili düzenlediği son
kamuoyu araştırmasında Türkiye’nin en fazla sayıda gazetecinin hapis edildiği
ülke olmasının temel sebeplerinden bir tanesidir. Bu hafta başbakan ve iki
hükümet yanlısı gazete bir kez daha eleştirel gazetecileri etiketlediler ve
Türkiye’de resmi tutumlara karşı olan herhangi bir gazetecinin karşılaşacağı
had safhadaki zorlukları bir kez daha gözler önüne serdiler.
Parlamentodaki Çarşamba gün ki
konuşmasında Erdoğan Adalet Ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) politikalarını
eleştiren köşe yazarlarına saldırdı ve şunları söyledi “"TV'de adı
köşeyazarı olan tipler çıkıp da bunları hakaretle eleştirirken AK Parti
iktidarını demokratikleşmede dünyada geri olduğunu söylerken hadlerini
bilmiyorlar. AB'nin çok ileride olduğunu söylüyorlar. Nerede çok ileride?
Teröristleri nasıl koruma altına aldıklarını biliyoruz”. Ekim ayında Avrupa Komisyonu Türkiye’de başkaca şeylerle
birlikte basın özgürlüğü uygulamalarını eleştiren bir ilerleme raporu
yayınlandı. AB üyeliği Ankara’nın gündeminde olsa da, kurumsal katılım kısmen
Türkiye’nin basın özgürlüğü ve hukuk alanındaki sicili sebebiyle duraklamalı
bir seyir izledi.
Erdoğan’ın yorumları hükümet
yanlısı Star ve Yeni Akit gazetelerinin muhalif gazetecileri kayıtsızca
“teröristler” diye tariflemesinden iki gün sonra geldi. Bu iki gazete,
Türkiye’nin en çok gazeteci hapis olduğuna işaret eden diğer bir örgüt olan
Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF)’deki, meslektaşlarımızı da hedefledi. Star RSF’yi “yasadışı Marksist Leninist
Komünist Parti(MLKP) terör örgütünün üyellerine destek sağlamakla” suçladı.
Bilhassa, gazeteler RSF’nin, Türkiye’de tutuklanan gazetecilerin vahim
durumlarını ortaya çıkaran Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Platformu
sözcülüğünü uzun bir dönem boyunca yürütmüş olan Necati Abay’a para ödediğini
yazdı.
Şimdi Almanya’da sürgünde yaşayan
Abay, bir gazeteci olarak muhalif düşüncelerini açıkladığı için yıllar
içerisinde birçok ceza davasıyla karşı karşıya kaldı. Abay bu haftaki
açıklamasında dünya üzerindeki binlerce gazeteci gibi RSF’ye üye olmasına
rağmen hiçbir zaman bu örgütten maddi destek almadığını söyledi. MLKP ile
hiçbir bağı olmadığını da yineledi.
Star ayrıca Gazetecileri Koruma
Komitesi’ni de sorguladı. Gazetede “Türkiye’ye ağır ithamların yer aldığı raporlar
yayınlayan Uluslararası Gazetecileri Koruma Komitesi ve Sınır Tanımayan
Gazeteciler Örgütü’nün MLKP tarafından yönlendirildiği ortaya çıktı. RSF
Türkiye temsilcisinın MLKP hükümlüsü olduğu belirlendi.” İfadelerine yer
verildi. Her iki gazetedeki anlatılar hükümetin son dönemlerdeki tutuklu
gazetecilerle ilgili bağımsız örgütlerin verilerini çürütme çabalarıyla
paralellik taşıyor.
Bu yorumların ve haberlerin yapmak
istediği muhalif gazetecileri teröristler olarak sunmaktır. Nasıl ki hükümet ve
müttefikleri AB’yi, RSF’yi veya CPJ’yi terörizmle ilişkilendiriyorsa, aslında
aynı şeyi devlet savcıları sıklıkla Türkiye’deki gazetecileri yargılarken
yapıyor. CPJ’nin de incelediği birçok iddianamede Türk devleti savcıları
muhalif görüşlerini açıklayan gazetecilerin terörist gruplarca yönetildiğini
söylüyor. Hükümet de burdan hareketle gazetecilerin kendilerinin de terörist
oldukları sonucuna ulaşıyor.
Bu türden saldırılar Türkiye’nin basını en fazla hapse mahkum eden ülke olduğu düşüncesinde birleşen uluslararası kamuoyu görüşünü değiştiremez. Esasında bu saldırılar, tahammülsüz hükümetin muhaliflerini sindirmek için kasıtlı olarak karşıt görüşleri terörizmle birleştirdiği yönündeki algıyı güçlendiriyor.
*Joel Simon Gazetecileri Koruma Komitesi yürütme kurulu üyesidir.
Conflating critics with terrorists in
Turkey
Erdoğan speaks at a meeting in
parliament on Wednesday. (AFP/Adem Altan)
The government of Prime Minister Recep Tayyip Erdoğan
is quick to brand critics as "terrorists," and that's one of the main
reasons that Turkey was the world's worst jailer of the press when CPJ
conducted its recent census
of imprisoned journalists. This week, the prime minister and two pro-government
newspapers applied the label once again to critics, illustrating the extremely
difficult climate confronting any Turkish journalist who challenges official
positions.
Speaking at a parliamentary meeting on Wednesday, Erdoğan
lashed out
at commentators who criticize the policies of the Justice and Development
Party, or AKP. "These types who are named columnists do not know their
places when they criticize on TV, saying the AKP administration is behind the
world in terms of democratization," he said. "They say the EU is very
much progressed. Progressed in what? We know how they shelter terrorists."
In October, the European Commission published a progress report
on Turkey's reform agenda that was critical of its press freedom record, among
other things. Although EU membership remains on Ankara's agenda, accession has
moved in fits and starts due in part to concerns about Turkey's press freedom
and judicial record.
Erdoğan's comments came two days after two
pro-government newspapers, Star
and Yeni Akit,
ran very similar stories that freely used the word "terrorist" in
describing critics. The papers targeted our colleagues at Reporters
Without Borders (RSF), which also concluded that Turkey is the world's worst
jailer of the press. Star accused RSF of "providing support to the
members of the terrorist organization MLKP," referring to the banned
Marxist Leninist Communist Party. In particular, the papers said RSF was paying
Necati Abay, longtime spokesman for the Platform of Solidarity with Arrested
Journalists, a group that has tried to bring the plight of imprisoned Turkish
journalists to light.
Abay, who now lives in exile in Germany, has faced
numerous criminal prosecutions over the years based on the unpopular political
views he has expressed as a journalist. Abay said this week that while he is a
member of RSF--just like thousands of journalists all over the world--he has
never received financial support from the group. He also reiterated that he has
no ties to the MLKP.
Star
also questioned the Committee to Protect Journalists. "It was confirmed
that the lobby of outlaw terrorist organizations was at the basis of the harsh
criticisms of the International Committee to Protect Journalists (CPJ) and the
Reporters Without Borders (RSF) against Turkey," the paper said. Stories
in both papers closely echoed arguments made in recent government memos
that have tried to rebut independent research on imprisoned journalists.
The effect of these comments and reports is to
conflate critics with terrorists. When the government and its allies link the
EU or RSF or CPJ with terrorism, they are essentially making the same case that
state prosecutors make regularly against journalists in Turkey. In indictment
after indictment reviewed by CPJ, prosecutors have said that journalists who
express dissenting political views are being directed by terrorist groups.
Thus, the government reasons, they are themselves terrorists.
These kinds of attacks do nothing to change
international public opinion, which is united in the view that Turkey is the
world's worst jailer of the press. In fact, they reinforce the perception that
an intolerant government deliberately conflates critical expression with
terrorism in order to intimidate its perceived opponents.
Joel Simon is the executive director of the Committee
to Protect Journalists. He has written widely on media issues, contributing to Slate,
Columbia Journalism Review, The New York Review of Books, World Policy Journal,
Asahi Shimbun, and The Times of India. He has led numerous
international missions to advance press freedom. Follow him on Twitter @Joelcpj.
Tags: AKP, Imprisoned, Justice and
Development Party, Marxist Leninist
Communist Party, Necati Abay,
Recep Tayyip Erdoğan,
Reporters Without Borders,
Star, Terrorism, Yeni Akit
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder