1 Şubat 2013 Cuma

Uluslararası Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ) Star, Akit gazeteleri ve Başbakan Erdoğan'la ilgili açıklama yaptı.


Uluslararası Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ) Star, Akit gazeteleri ve Başbakan Erdoğan'la ilgili açıklama yaptı.

Uluslararası Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ), 31 Ocak 2013 tarihinde yaptığı açıklamayla Star ve Akit gazetesine, Başbakan Erdoğan’a yanıt verdi.
Star ve Akit gazeteleriyle habervaktim.com internet sitesi, 28 Ocak 2013 tarihinde yalana dayalı haber yaparak ETHA Editörü ve ANF Muhabiri Arzu Demir, Özgür Radyo Genel Yayın Koordinatörü Nadiye Gürbüz, Atılım Gazetesi Genel Yayın Koordinatörü Sedat Şenoğlu ve hakkında verilen hapis cezası nedeniyle sürgünde yaşamak zorunda kalan gazeteci Necati Abay’ı, CPJ ve RSF’yi hedef göstermişti.

CPJ’nin yaptığı açıklamanın Türkçe ve İngilizci tam metnidir:

Uluslararası Gazetecileri Koruma Komitesi açıklaması:
Türkiye eleştirel gazetecileri terörist olarak sunuyor      
Joel Simon* and Bill Sweeney

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın hükümeti muhalif gazetecileri “teröristler” diye etiketlemekte hayli hızlı davranıyor. Bu yaklaşım CPJ’nin tutuklu gazetecilerle ilgili düzenlediği son kamuoyu araştırmasında Türkiye’nin en fazla sayıda gazetecinin hapis edildiği ülke olmasının temel sebeplerinden bir tanesidir. Bu hafta başbakan ve iki hükümet yanlısı gazete bir kez daha eleştirel gazetecileri etiketlediler ve Türkiye’de resmi tutumlara karşı olan herhangi bir gazetecinin karşılaşacağı had safhadaki zorlukları bir kez daha gözler önüne serdiler.
Parlamentodaki Çarşamba gün ki konuşmasında Erdoğan Adalet Ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) politikalarını eleştiren köşe yazarlarına saldırdı ve şunları söyledi “"TV'de adı köşeyazarı olan tipler çıkıp da bunları hakaretle eleştirirken AK Parti iktidarını demokratikleşmede dünyada geri olduğunu söylerken hadlerini bilmiyorlar. AB'nin çok ileride olduğunu söylüyorlar. Nerede çok ileride? Teröristleri nasıl koruma altına aldıklarını biliyoruz”. Ekim ayında Avrupa Komisyonu Türkiye’de başkaca şeylerle birlikte basın özgürlüğü uygulamalarını eleştiren bir ilerleme raporu yayınlandı. AB üyeliği Ankara’nın gündeminde olsa da, kurumsal katılım kısmen Türkiye’nin basın özgürlüğü ve hukuk alanındaki sicili sebebiyle duraklamalı bir seyir izledi.
Erdoğan’ın yorumları hükümet yanlısı Star ve Yeni Akit gazetelerinin muhalif gazetecileri kayıtsızca “teröristler” diye tariflemesinden iki gün sonra geldi. Bu iki gazete, Türkiye’nin en çok gazeteci hapis olduğuna işaret eden diğer bir örgüt olan Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF)’deki, meslektaşlarımızı da hedefledi. Star RSF’yi “yasadışı Marksist Leninist Komünist Parti(MLKP) terör örgütünün üyellerine destek sağlamakla” suçladı. Bilhassa, gazeteler RSF’nin, Türkiye’de tutuklanan gazetecilerin vahim durumlarını ortaya çıkaran Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Platformu sözcülüğünü uzun bir dönem boyunca yürütmüş olan Necati Abay’a para ödediğini yazdı.
Şimdi Almanya’da sürgünde yaşayan Abay, bir gazeteci olarak muhalif düşüncelerini açıkladığı için yıllar içerisinde birçok ceza davasıyla karşı karşıya kaldı. Abay bu haftaki açıklamasında dünya üzerindeki binlerce gazeteci gibi RSF’ye üye olmasına rağmen hiçbir zaman bu örgütten maddi destek almadığını söyledi. MLKP ile hiçbir bağı olmadığını da yineledi.

Star ayrıca Gazetecileri Koruma Komitesi’ni de sorguladı. Gazetede “Türkiye’ye ağır ithamların yer aldığı raporlar yayınlayan Uluslararası Gazetecileri Koruma Komitesi ve Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün MLKP tarafından yönlendirildiği ortaya çıktı. RSF Türkiye temsilcisinın MLKP hükümlüsü olduğu belirlendi.” İfadelerine yer verildi. Her iki gazetedeki anlatılar hükümetin son dönemlerdeki tutuklu gazetecilerle ilgili bağımsız örgütlerin verilerini çürütme çabalarıyla paralellik taşıyor.
Bu yorumların ve haberlerin yapmak istediği muhalif gazetecileri teröristler olarak sunmaktır. Nasıl ki hükümet ve müttefikleri AB’yi, RSF’yi veya CPJ’yi terörizmle ilişkilendiriyorsa, aslında aynı şeyi devlet savcıları sıklıkla Türkiye’deki gazetecileri yargılarken yapıyor. CPJ’nin de incelediği birçok iddianamede Türk devleti savcıları muhalif görüşlerini açıklayan gazetecilerin terörist gruplarca yönetildiğini söylüyor. Hükümet de burdan hareketle gazetecilerin kendilerinin de terörist oldukları sonucuna ulaşıyor.

Bu türden saldırılar Türkiye’nin basını en fazla hapse mahkum eden ülke olduğu düşüncesinde birleşen uluslararası kamuoyu görüşünü değiştiremez. Esasında bu saldırılar, tahammülsüz hükümetin muhaliflerini sindirmek için kasıtlı olarak karşıt görüşleri terörizmle birleştirdiği yönündeki algıyı güçlendiriyor.


*Joel Simon Gazetecileri Koruma Komitesi yürütme kurulu üyesidir.

 ACIKLAMANIN İNGİLİZCESİDİR

Conflating critics with terrorists in Turkey
Erdoğan speaks at a meeting in parliament on Wednesday. (AFP/Adem Altan)
The government of Prime Minister Recep Tayyip Erdoğan is quick to brand critics as "terrorists," and that's one of the main reasons that Turkey was the world's worst jailer of the press when CPJ conducted its recent census of imprisoned journalists. This week, the prime minister and two pro-government newspapers applied the label once again to critics, illustrating the extremely difficult climate confronting any Turkish journalist who challenges official positions.
Speaking at a parliamentary meeting on Wednesday, Erdoğan lashed out at commentators who criticize the policies of the Justice and Development Party, or AKP. "These types who are named columnists do not know their places when they criticize on TV, saying the AKP administration is behind the world in terms of democratization," he said. "They say the EU is very much progressed. Progressed in what? We know how they shelter terrorists." In October, the European Commission published a progress report on Turkey's reform agenda that was critical of its press freedom record, among other things. Although EU membership remains on Ankara's agenda, accession has moved in fits and starts due in part to concerns about Turkey's press freedom and judicial record.
Erdoğan's comments came two days after two pro-government newspapers, Star and Yeni Akit, ran very similar stories that freely used the word "terrorist" in describing critics. The papers targeted our colleagues at Reporters Without Borders (RSF), which also concluded that Turkey is the world's worst jailer of the press. Star accused RSF of "providing support to the members of the terrorist organization MLKP," referring to the banned Marxist Leninist Communist Party. In particular, the papers said RSF was paying Necati Abay, longtime spokesman for the Platform of Solidarity with Arrested Journalists, a group that has tried to bring the plight of imprisoned Turkish journalists to light.
Abay, who now lives in exile in Germany, has faced numerous criminal prosecutions over the years based on the unpopular political views he has expressed as a journalist. Abay said this week that while he is a member of RSF--just like thousands of journalists all over the world--he has never received financial support from the group. He also reiterated that he has no ties to the MLKP.
Star also questioned the Committee to Protect Journalists. "It was confirmed that the lobby of outlaw terrorist organizations was at the basis of the harsh criticisms of the International Committee to Protect Journalists (CPJ) and the Reporters Without Borders (RSF) against Turkey," the paper said. Stories in both papers closely echoed arguments made in recent government memos that have tried to rebut independent research on imprisoned journalists.
The effect of these comments and reports is to conflate critics with terrorists. When the government and its allies link the EU or RSF or CPJ with terrorism, they are essentially making the same case that state prosecutors make regularly against journalists in Turkey. In indictment after indictment reviewed by CPJ, prosecutors have said that journalists who express dissenting political views are being directed by terrorist groups. Thus, the government reasons, they are themselves terrorists.
These kinds of attacks do nothing to change international public opinion, which is united in the view that Turkey is the world's worst jailer of the press. In fact, they reinforce the perception that an intolerant government deliberately conflates critical expression with terrorism in order to intimidate its perceived opponents.
Joel Simon is the executive director of the Committee to Protect Journalists. He has written widely on media issues, contributing to Slate, Columbia Journalism Review, The New York Review of Books, World Policy Journal, Asahi Shimbun, and The Times of India. He has led numerous international missions to advance press freedom. Follow him on Twitter @Joelcpj.
January 31, 2013 4:39 PM ET | Permalink | Comments (0)





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder