25 Şubat 2011 Cuma

Halkın Günlüğü Gazetesinin Yazı İşleri Müdürü Hıdır Gürz Tutuklandı...

TUTUKLU GAZETECİLERLE DAYANIŞMA PLATFORMU’NDAN
BASINA VE KAMUOYUNA


* Halkın Günlüğü Gazetesinin Yazı İşleri Müdürü Hıdır Gürz Tutuklandı...
* Tutuklu Gazeteci ve Yazarların Sayısı 51’e Yükseldi...

23 Şubat’ta Demokratik Haklar Federasyonu’na (DHF), Halkın Günlüğü gazetesine ve okurlarına yönelik olarak 7 ilde yapılan eşzamanlı polis operasyonunda düzen muhalifi 23 kişi gözaltına alınmıştı. Gözaltına alınanlardan 15 kişi serbest bırakılırken 8’i tutuklandı. Tutuklananlar arasında Halkın Günlüğü gazetesinin yazı işleri müdürü Hıdır Gürz de bulunuyor. Gözaltı ve tutuklama saldırısı, söz, eylem ve örgütlenme özgürlüğüne, basın özgürlüğüne, düşünce ve ifade özgürlüğüne, halkın haber alma hakkına yönelik doğrudan bir saldırıdır.
Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Platformu olarak Demokratik Haklar Federasyonu’na, Halkın Günlüğü gazetesine ve okurlarına yönelik gözaltı ve tutuklama saldırısını protesto ediyoruz. Halkın Günlüğü gazetesinin yazı işleri müdürü Hıdır Gürz’ün tutuklanmasıyla birlikte cezaevlerinde tutuklu bulunan gazeteci ve yazarların sayısı da 51’e yükselmiş oldu. Diğer yandan bugün Ankara’da Dicle Haber Ajansı (DİHA) muhabiri Çağla Yeleser’in gözaltına alınması, düzen muhalifi gazetecilere yönelik saldırının sistematikleştiğini ve artarak sürdüğünü gösteriyor.
Türkiye’de düşünce ve ifade özgürlüğüne, basın özgürlüğüne, düzen muhalifi gazetecilere yönelik saldırılar, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’den Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a, İçişleri Bakanı Beşir Atalay’a dek devlet yetkililerinin “Türkiye’de düşünce ve ifade özgürlüğü sorunu yoktur” şeklindeki açıklamalarını yalanlıyor. Yaşananlar geleneksel devlet politikası olarak sistematikleşen 100 yıllık sansürcülüğü dışa vuruyor...

Söz, Eylem, Örgütlenme Özgürlüğü İstiyoruz...
Tutuklu Gazetecilere Özgürlük!

Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Platformu (TGDP)
25 Şubat 2011

İLETİŞİM: Necati ABAY-TGDP Sözcüsü, GSM: 0535 929 75 86,
E-posta: necatiabay@gmail.com,
Blog: http://tutuklugazeteciler.blogspot.com/

18 Şubat 2011 Cuma

Gazeteci-Yazar Soner Yalçın'la Birlikte 3 Gazeteci Daha Tutuklandı ... Tutuklu Gazeteci Sayısı 50'ye Ulaştı...

TUTUKLU GAZETECİLERLE DAYANIŞMA PLATFORMU’NDAN
BASINA VE KAMUOYUNA

* Oda TV İmtiyaz Sahibi Gazeteci-Yazar Soner Yalçın, Oda TV Haber Müdürü Barış Terkoğlu, Oda TV Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan Tutuklandı...

14 Şubat 2011 tarihinde İstanbul’da Oda TV internet sitesine ve çalışanlarının evlerine yapılan polis baskınında gözaltına alınan Oda TV İmtiyaz Sahibi Gazeteci-Yazar Soner Yalçın, Oda TV Haber Müdürü Barış Terkoğlu, Oda TV Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan bugün tutuklandı... Tutuklama gerekçesi çok tanıdık... “Terör örgütüne üye olmak”, “Devletin güvenliğine ait gizli belgeleri temin etmek ve yayınlamak”, “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek.”
Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Platformu olarak Oda TV’ye yapılan polis baskınını, Soner Yalçın, Barış Terkoğlu ve Barış Pehlivan’ın tutuklanmasını düşünce ve ifade özgürlüğüne, basın özgürlüğüne yönelik saldırı olarak görüyor ve protesto ediyoruz.
Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Platformu’nun saptamasına göre bu üç gazetecinin tutuklanmasıyla birlikte Türkiye’de tutuklu gazeteci ve yazarların sayısı 50’ye ulaştı. Türkiye’de 50 gazeteci ve yazarın tutuklu bulunması, gazetecilere yönelik saldırının boyutunu gösteriyor, dahası bu tablo son 20 yılın en olumsuz tablosudur.

Terörle Mücadele Yasası (TMY) İptal Edilsin!
Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemeleri Kaldırılsın!
Tutuklu Gazetecilere Özgürlük!

Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Platformu (TGDP)
18 Şubat 2011

İLETİŞİM: Necati ABAY-TGDP Sözcüsü, GSM: 0535 929 75 86,
E-posta: necatiabay@gmail.com,
Blog: http://tutuklugazeteciler.blogspot.com/

16 Şubat 2011 Çarşamba

Suzan Zengin 14 Haziran'a kadar tutuklu

Suzan Zengin 14 Haziran'a kadar tutuklu

İSTANBUL (16.02.2011)- Gazeteci-çevirmen Suzan Zengin, dün hakim karşısına çıktı. Bakırköy Kadın ve Çocuk Cezaevi'nde tutulan İşçi Köylü Gazetesi çalışanı Zengin için tahliye umudu, bir daha ki duruşmanın gerçekleşeceği 14 Haziran'a kaldı.

İstanbul 10. Ağır ceza Mahkemesi, tahliye talebini reddetti. Böylece gazetecinin tutukluluğu iki yıla yaklaşmış olacak.

Duruşmada Suzan Zengin'in avukatı Gül Altay, müvekkilinin tutukluğunun basın özgürlüğünün ihlali olduğunu söyledi ve tutuksuz yargılanmasını istedi. Ancak mahkeme, "örgüt üyeliği" ile suçlanan Zengin için yapılan tahliye talebini reddetti.

Mahkeme, Zengin'in ve diğer tutuklu sanıklardan Gökhan Sarıtoprak, Haydar Yeşilbingöl, Mehmet Pekcan, Engin Bulut ve Hüseyin Polat'ın iddia edilen suç hakkında 'üzerlerinde kuvvetli güç şüphesini gösteren olgular bulunması, suçun niteliği ve delil durumunu' gerekçe göstererek tutukluluk hallerinin devamına karar verdi.

Tutuklu sanıklardan Cihan Şahin'in ise, başka suçtan tutuklu ya da hükümlü değilse salıverilmesi için Cumhuriyet Başsavcılığı'na yazı yazılmasına karar verildi. Suzan Zengin, 14 Haziran'da görülecek duruşmaya kadar tutuklu kalacak.

Duruşmayı, Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Ercan İpekçi, Basın Konseyi Genel Sekreteri Oktay Huduti, Düşünce Suçuna Karşı Girişim Sözcüsü Şanar Yurdatapan, Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Platformu Sözcüsü Necati Abay'dan oluşan bir heyet izledi.

8 Şubat 2011 Salı

Pınar Selek’e uluslararası destek...

Pınar Selek’e uluslararası destek
Yargılanma süreci devam eden sosyolog Pınar Selek’e uluslararası destek geldi. Pınar Selek Mısır Çarşısı’nın bombacısı olmakla itham ediliyor ancak bilirkişi raporu patlamanın sebebinin gaz kaçağı olduğunu belirtiyordu. PEN, 9 Şubat’ta görülecek duruşmaya destek olacağını duyurdu. Günter Grass da, kaleme aldığı mesajında, Selek’in çalışmaları sebebiyle yargılanıyor olduğunu vurguladı.
İsviçre (Almanca bölgesi) PEN Yazarlar Birliği yazılı bir açıklama yaparak Fransa, Belçika ve İsveç’teki politik ve hukuk kurumlarından 40 kadar gözlemcinin Pınar Selek’in davasını izlemek üzere İstanbul’a doğru yola çıktığını duyurdu. Gözlemci olarak gelenler arasında şu isimler var: Christa Schuenke (Almanya PEN), David Signer (İsviçre-Alman- PEN’i, Tarık Günersel (Türkiye PEN merkezi) ve Eugene Schoulgin (Uluslararası PEN İkinci Başkanı)
Buna ek olarak, Alman PEN Onursal Başkanı yazar Günter Grass da Selek için kaleme aldığı mesajında şunları söyledi:
“Genç sosyolog ve yazar Pınar Selek’in, ülkesindeki azınlıkların hakları için giriştiği cesur çalışmalar yüzünden 12 yıldır yargılanıyor olması bir skandaldır. Ama daha büyük bir skandal, aynı girişimleri için iki kere beraat etmiş olmasına rağmen, Yargıtay’ın bu beraatları iptal edişi sebebiyle yeniden İstanbul mahkemelerine çıkacak olması ve bu sefer 36 yıllık hücre cezasına çarptırılma ihtimaliyle karşı karşıya olmasıdır.
Burada ya da dünyanın herhangi bir yerinde, Pınar Selek’e karşı yürütülen davanın kesin olarak durdurulmasını talep eden herkesin yanındayım. Türk yargısının bu davayı yönetirken sergileyeceği sağduyuya güveniyorum. Aynı zamanda, düşünce ve basın özgürlüğünü bariz bir şekilde kısıtlayan, ancak basında daha az yer bulabilen başka davaların da derhal sonlandırılmasını umuyorum.”

7 Şubat 2011 Pazartesi

Tutuklu Gazeteci Suzan Zengin'den Yeni Mektup...

TUTUKLU GAZETECİLERLE DAYANIŞMA PLATFORMU’NDAN
BASINA VE KAMUOYUNA

Tutuklu gazeteci Suzan Zengin’in kamuoyuyla paylaşmak amacıyla gönderdiği yeni mektubunu bilginize sunuyoruz...

Merhaba;

Bir buçuk yıldır Bakırköy Kadın Kapalı Hapishanesi’nde tutuklu bulunmaktayım. Aynı zamanda şu sıralar hapishanelerde tutulan onlarca tutuklu gazetecilerden de biriyim.
İlk duruşmaya tutuklanmamdan tam bir yıl sonra çıkarıldım ve mahkeme hiçbir somut delil yokken tutukluluğumun devamına karar verdi. Ve ikinci duruşma tam 6 ay sonrasına, 15 Şubat 2011’e ertelenmişti. 15 Şubat’taki duruşmada tahliye olamazsam bir sonraki duruşma yine 6 ay sonrasına ertelenecek ve haksız tutukluluğum devam edecek. Bu mektubu yaşadığım hak ihlallerini dile getirmek için yazıyorum.
Tutuklu bulunduğum süre içerisinde, zaman zaman kamuoyunu durumumla/ sürecimle ilgili bilgilendirmiştim. Burada yine de davaya ilişkin kısa bir hatırlatma- tekrar yapmak istiyorum.
Alakam olmadığı açıkça görülen, zaten ne dosyada ne de iddianamede hiçbir alaka kurul(a)mayan bir dosyada, “yasa dışı örgüt üyeliği” suçlaması ile yargılanıyorum. Bu suçlamaya “kanıt” yapılmaya çalışılan tek şey ise, çalıştığım gazeteye ait olduğu açık bir şekilde görülen ve de hiçbir yasadışılık içermeyen materyaller!
Bu, hiçbir dayanağı olmayan keyfi- hukuksuz tutukluluk sürecinin devam edip etmeyeceğini ise 15 Şubat’taki duruşma gösterecek.
İçinden geçilen süreç malum, en küçük bir toplumsal muhalefete dahi tahammül edilemeyen bir süreç. Muhalif basın üzerinde her daim hiç eksik olmayan baskılar-engellemeler bu süreçte daha da artmıştır.
Muhalif basına verilen kapatma cezaları, toplatma- baskın, çalışanlarının tutuklanması gibi uygulamalardaki artış, onlarca muhalif gazetecinin hapiste olması da bunu göstermektedir.
Hapishanelerdeki gazetecilerin büyük çoğunluğunun, benim örneğimde görüldüğü gibi, “yasa dışı faaliyet- örgüt üyeliği” vb. komplocu yöntemler sonucu oluşturulan dosyalarda yargılanıyor olmaları da ayrı bir durumdur. Bunu yaparken güdülen amaçlardan biri de, gerçekte muhalif gazeteci olduğu için, muhalif düşüncelerinden dolayı tutuklanan- yargılanan kişileri, bu tarz komplolarla “terör suçlusu” kapsamına sokarak, toplumun- halkın gözünden düşürme ve itibarsızlaştırma çabalarının yanı sıra, özellikle de muhalif düşüncelerinden dolayı yargılanan gazeteci sayısını da (AB uyum yasaları vb. nedenlerle) az göstermektir. Birkaç ay önce bir hükümet yetkilisi ne demişti: “Bunlar gazeteci kılığında teröristler!”
Bu açıklama bile tek başına, önceki satırlarda amaca dair getirdiğim yorumumu doğrular tarzdadır.
31.12.2010 tarihinde yürürlüğe giren uzun tutukluluk ile ilgili yasaya istinaden avukatım başvuruda bulundu. Ancak reddedildi. Hiçbir delil olmadan daha ne kadar tutuklu kalacağım belli değil. Bilindiği gibi yasanın siyasi nedenlerle hapiste tutulanlara dönük yorumu biraz “sorunlu”! Yani uzun tutuklu sayılmak için bayağı uzun süreler gerekiyor!
Bunun içindir ki, kendi özgülümde yaşadığım, hiçbir somut delile dayanmadan 1,5 yıl hapiste olmamın tutukluluk için yeterince uzun süre sayılıp sayılmayacağı da 15 Şubat’ta anlaşılacaktır.
Suzan Zengin
Tutuklu Gazeteci- Çevirmen
Bakırköy Kadın Kapalı Hapishane B/4

Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Platformu (TGDP)
7 Şubat 2011

İLETİŞİM: Necati ABAY-TGDP Sözcüsü, GSM: 0535 929 75 86,
E-posta: info@tutuklugazeteciler.com, necatiabay@gmail.com,
Blog: http://tutuklugazeteciler.blogspot.com/

4 Şubat 2011 Cuma

Hrant için 7 Subat'ta Dolmabahçe'de ve Beşiktaş'tayız...

“Malumu ilan edin”,
“Katili taniyoruz” dedik,
“Öldür diyenler yargılansın” istedik!
Sorular sorduk, cevapsız kaldık.
19 Ocak’ta yine vurulduğu yerdeydik!

...Binlerce yürektik! Arkadaşımız, hakikat anlatıcımız Hrant Dink’in katledilişinin 4. yılında bulamadığımız adaleti, vicdanı, hukuku bir kez daha aramak için, 4 yıldır göremediğimiz yargıya, hükümete, meclise bir kez daha seslenmek için biraraya geldik!
“4 yıldır yüzleri yok, 4 yıldır yürekleri yok” diye haykırdık.
Şimdi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Turkiye adalet sistemiyle ilgili ağır yorumlar içeren kararından sonraki ilk duruşmada yine tanığı, mağduru ve takipcisi olduğumuz davamız için biraraya geliyoruz.
Sesimiz daha çok çıksın ki adaletin kapısı aralanabilsin istiyoruz.
Biliyoruz ki, arkadaşımız Hrant’ın davası bu ülkenin onur davasıdır.

Bu kez 7 Subat 2011 Pazartesi saat 09.30’da,
önce Dolmabahçe’de buluşuyoruz.
Kısa bir yurüyüşle her zamanki
tanıklık meydanımıza;
Beşiktaş İskele Meydanı’na saat 10.00’da ulaşıp
basın açıklamamızı yapıyoruz.
“Hrant için, adalet için”...

HRANT’IN ARKADAŞLARI