27 Mayıs 2011 Cuma

TGDP: Platformumuzun sözcüsü Necati Abay için düşünce özgürlüğü savunucularının imzasını istiyoruz.

TUTUKLU GAZETECİLERLE DAYANIŞMA PLATFORMU’NDAN
BASINA VE KAMUOYUNA

Platformumuzun sözcüsü Necati Abay için düşünce özgürlüğü savunucularının imzasını istiyoruz...

Ankara Düşünceye Özgürlük Girişimi öncülüğünde aydınların çağrıcısı olduğu Necati Abay’la ilgili imza kampanyası sürüyor.
Her düşünce özgürlüğü savunucu aşağıdaki linkten imza verebilir. Link tıklandığında çıkan penceredeki başlığın altındaki “destek için imza formu” linki tıklanarak çıkan penceredeki form doldurulup gönderildiğinde imza verilmiş olur.
http://gercek-inatcidir.blogspot.com/

İMZA METNİ VE ÇAĞRICILAR
Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Platformu Sözcüsü Necati Abay’a 18 Yıl 9 Ay Hapis
Kanıt yok ama kanaat var! 

Atılım gazetesi yazarı, Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Platformu sözcüsü Necati Abay, Marksist-Leninist Komünist Partisi (MLKP) davası çerçevesinde İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 18 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırıldı. Mahkemenin gerekçeli kararında Abay’ın MLKP yapısı içinde hücreevlerinin koordinasyonundan sorumlu olduğu ileri sürülüyor. 

Ancak, Necati Abay’a bu cezanın Atılım gazetesindeki yazarlık faaliyeti, Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Platformu sözcüsü olarak sekiz yıldır yürüttüğü etkili çalışma ve bir aydın olarak çeşitli imza kampanyalarında oynadığı merkezi rol dolayısıyla verildiği açıktır.
Birincisi, kararın gerekçesinde tam tamına şöyle denmektedir: “sanığın yasadışı MLKP örgütünün emir ve kumandaya haiz üyesi olduğu konusunda tam bir kanaat oluşmuş ise de; dosya kapsamında işlenen eylemlerle doğrudan bağlantısı ve iştiraki tespit edilemediği anlaşıldığından...” Görüldüğü gibi, mahkeme, Necati Abay’ın örgütle “doğrudan bağlantısı ve iştiraki” olduğunu tespit edememiştir. Sadece bu yönde bir “kanaat oluşmuş”tur. Yani ceza kanıt olmaksızın, kanaat temelinde verilmiştir. 

İkincisi, Abay’ın yargılanması için gösterilen tek delil, bir zanlının avukatının bulunmadığı bir süreçte verdiği ifadedir. Zanlı daha sonra mahkemede ifadesinin işkence altında alındığını, ama ayrıca Necati Abay’ı tanımadığı için onun hakkında zaten hiçbir şey söylememiş olduğunu açıklamıştır. Yani ifadede Necati Abay aleyhinde yer alan dört satırlık pasaj polisin fabrikasyonudur. Polis, bu ifadeyi Nisan 2003’te mahkemeye sunmadan iki ay önce, Şubat 2003’te Necati Abay’ı Atılım gazetesindeki çalışmaları dolayısıyla gözaltına aldığında şöyle tehdit etmiştir: “Bombalama eylemlerinin haberini yaparsanız başınız beladan kurtulmaz. Böylesi haberler devam ederse Necati Abay, seni her an tutuklatabiliriz. Ne zaman tutuklatacağımıza biz karar vereceğiz.” Buradaki mantık çıplaktır: Abay, Atılım gazetesinin yayın politikası dolayısıyla polis tarafından otosansüre zorlanmaktadır. Bunu reddettiği içindir ki hakkında bir komplo kurulmuştur. Yani Abay’a ceza, gazeteciliğine cezadır. 

Üçüncüsü, Atılım gazetesi yazarlığından bir aydın olarak çeşitli kitlesel kampanyalara kadar herkesin gözü önünde faaliyet gösteren bir yazarın “hücreevleri koordinasyonundan sorumlu” olarak görev yapması, her türlü gerçekçi değerlendirmeye aykırıdır. Abay, polis fezlekesi temelinde cezalandırılamaya çalışılmaktadır. 

Düzene veya hükümete muhalif gazetecilerin mesleki çabalarının, bu insanların başka tür faaliyetlerle ilişkilendirilmesi temelinde cezalandırılması giderek yaygın biçimde kullanılan bir yöntem haline gelmiştir. Nedim Şener ve Ahmet Şık’ın maruz bırakıldığı baskılar bütün kamuoyunun gözleri önünde cereyan etmiştir. Ama daha da vahimi, bu kadar göz önünde yaşanmayan vakalardır. Necati Abay davası, başka tür suçların cezalandırılması bahanesi altında gazetecinin düşünce özgürlüğünün ayaklar altına alınmasının tipik bir örneği olarak belirmektedir. Mahkeme, Abay’ın itham edildiği fiile ilişkin delil bulunamadığını kendi gerekçesinde itiraf ettiğine göre ulaşılacak tek mantıklı sonuç, Abay’ın bir gazeteci olarak faaliyetleri dolayısıyla cezalandırıldığıdır. 

Son dönemde başka gazetecilere verilen muazzam cezalar, durumun vahim bir noktaya doğru ilerlediğini gösteriyor: Azadiya Welat gazetesinin sahibi Vedat Kurşun’a 166 yıl, aynı gazetenin diğer sahibi Emine Demir’e 138 yıl, Atılım gazetesi eski sahibi Hatice Duman’a müebbet hapis cezası verilmiştir. 
Biz aşağıda imzası olanlar, gazetecilere yönelen bu baskının bir örneği olarak Necati Abay’ın hukuk dışı yöntemlerle 18 yıl 9 ay hapse mahkûm edilmesini vahim bir gelişme olarak görüyor, gazetecilere özgürlük tanınmasının halkın haber alma özgürlüğünün sağlanması anlamına geldiğini vurguluyoruz.

Ankara Düşünceye Özgürlük Girişimi

Sungur Savran
İsmail Beşikçi
Fikret Başkaya
Sibel Özbudun
Recep Maraşlı
Temel Demirer
Cemil Gündoğan
Hanna Beth-Sawoce
Sabri Atman
Fatime Akalın
Mahmut Konuk
Ragıp Zarakolu
Attila Tuygan
Şiar Rişvanoğlu
Yücel Demirer
Hüsnü Öndül
Sait Çetinoğlu
Ahmet Önal
Haluk Gerger
Sami Evren
Doğan Tarkan
Cengiz Algan
Yalçın Ergündoğan
Adil Okay
Memik Horuz
Murad Akıncılar
Ali Ülger
Tayfun İşçi
Mehmet Özer
Hüseyin Gevher
Metin Uzunöz
Ramazan Gezgin
Murat Kuseyri
Emrah Cilasun
Aydın Doğan
Necmettin Salaz
Zeynep Tozduman
Aydın Çubukçu

İmza için linki tıklayabilirsiniz. http://gercek-inatcidir.blogspot.com/
İMZA METNİ İÇİN YANIT YAZMAK İSTERSENİZ necatiabay@gmail.com MAİL ADRESİNE YAZABİLİRSİNİZ.

Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Platformu (TGDP)
27 Mayıs 2011



İLETİŞİM: Necati ABAY-TGDP Sözcüsü, GSM: 0535 929 75 86,
E-posta: necatiabay@gmail.com,
Blog: http://tutuklugazeteci.blogcu.com/,

6 Mayıs 2011 Cuma

Necati Abay'a Verilen 18 Yıllık Hapis Cezasının Gerekçeli Kararının "Kanaat" Olduğu Açıklandı.

Necati Abay’a sadece 'kanaat'ten 18 yıl hapis

Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Platformu sözcüsü Necati Abay'a verilen hapis cezası sadece "kanaat"e dayanıyor. Mahkeme heyeti, "kanıt olmasa da kanaat var" diyerek, 18 yıl 9 ay hapis cezası verdi.

Etkin Haber Ajansı / 06 Mayıs 2011 Cuma, 14:13
İSTANBUL- Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Platformu Sözcüsü Necati Abay'a verilen 18 yıl 9 aylık hapis cezasının gerekçeli kararı açıklandı. Mahkeme heyeti kararda, "delil yok" itirafında bulunuyor, ancak "tam kanaat" oluştuğu için hapis cezası veriyor.
2003 yılında Atılım Gazetesi editörü iken gözaltına alınan Necati Abay, sadece Aligül Alkaya'ya ait olduğu iddia edilen 4 satırlık ifadeye dayanarak tutuklanmıştı. Alkaya söz konusu ifadenin kendisine ait olmadığını söylerken, Abay ilk duruşmada serbest bırakılmıştı. İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen dava 4 Mayıs 2011 tarihinde sonuçlanmış, Abay'a 18 yıl 9 ay hapis cezası verilmişti.
Mahkemenin gerekçeli kararı açıklandı. Gerekçeli kararda, "MLKP örgütü birimi Fakirlerin ve Ezilenlerin Silahlı Kuvveti (FESK)'e ait hücreevlerinin sorumlusu ve koordinatörü olmak" iddiasıyla hapis cezasına çarptırılan Abay ile ilgili şu ifadeler yer alıyor:
"Sanıklar Hasan Özcan ve Necati Abay'ın 765 sayılı TCK'nın 146/1. Maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de; sanığın yasadışı MLKP örgütünün emir ve kumandaya haiz üyesi konusunda tam bir kanaat oluşmuş ise de; dosya kapsamında işlenen eylemlerle doğrudan bir bağlantısı ve iştiraki tespit edilemediği anlaşıldığından....18'er sene 9 ay hapis cezası iye cezalandırılmalarına..."

'YARGILAMA EMNİYET TUTANAKLARINA GÖRE YAPILDI'
Abay'ın avukatı Gülizar Tuncer, hiçbir delil olmadan, sadece "kanaat"e dayanarak ceza verilemeyeceğini belirtiyor.
ETHA'ya konuşan Tuncer, mahkemede yaptıkları savunmaların da tutanaklara eksik geçirildiğini belirtti. Tuncer, yargılamanın emniyet tutanaklarına göre yapıldığına dikkat çekti, şöyle dedi: "Sanıklardan birisinin emniyet ifadesine sonradan eklenen bir kaç cümle var ve bunların sonradan eklendiği o kadar açık ki, ifadelerde aynı dosya kapsamında yargılanan diğer kişilerle hiçbir ilişki alaka yok ve yargılama zorla, okutulmadan imzalatılan ve sonradan reddedilen Aligül Alkaya'nın ifadesi. Alkaya, savcılıkta, mahkemede, sorgu hakimliğinde işkenceyle alınan bu ifadeleri reddediyor. Bu durumda ifadelerin dosyadan çıkarılması gerekirken, delil niteliği taşımadığı halde Necati Abay'a ceza verilirken dayandırılan gerekçe bu oluyor. O ifadede şöyle bir ibare var. Deniyor ki; 'MLKP'nin Fakirlerin ve Ezilenlerin Silahlı Kuvvetleri (FESK) adlı biriminin hücrelerinin sorumlusu Necati Abay'dır ve Emre kod adını kullanıyordu.' Bu ifade zorla, işkenceyle alınmış ve avukat huzurunda alınmamış bir ifade. Mahkeme sadece buna dayandı başka hiçbir şey yok. Aleyhinde hiçbir delil yok."

NORMAL İNSAN MANTIĞINA BİLE SIĞMAZ
Necati Abay'ın 20 yıllık bir gazeteci olduğunu ve yıllarca Atılım Gazetesi'nde çalıştığını hatırlatan Tuncer, şöyle devam etti: "Necati Abay, Atılım Gazetesi'nin yayın kurulu üyesi olduğu dönemlerde defalarca hakkında davalar açıldı, gözaltına alındı. 20 yıldır aynı yerde çalışan, polisin sürekli gözü önünde olan bir insanın kod adı kullanması mümkün değil. Bu kadar açıkta olan bir insanın silahlı bir örgütün hücreevi sorumlusu olması; hukuk mantığını bırakın, normal bir insanın dahi mantığının alamayacağı bir şey."
Tuncer, karar tutanağında mahkemenin 'kanıtlanamasa da' ifadesine ilişkin ise "Ortaya konacak bir şey yok ki neyi kanıtlayasın. Sadece emniyet ifadesi... Bu verilen karar Özel Yetkili Mahkemelerde yapılan yargılamaların geldiği noktayı göstermek açısından çok somut bir örnek. Burada yaşanan hukuksuz yargılamaların somut bir göstergesi" dedi.

ÖZEL YETKİLİ MAHKEMELER, YARGITAYLA DGM'LERİN ARAFI
Kararı temyiz ettiklerini söyleyen Tuncer, Yargıtay'ın durumuna işaret ederek şöyle konuştu: "Yargıtay da hukuksuz kararlar veriyor. Zaten Özel Yetkili Mahkemeler, Yargıtay yönlendirmesiyle karar veriyorlar ve Yargıtay ile Devlet Güvenlik Mahkemelerinin arafı konumundalar.
Şöyle bir durum da var üstelik; kararın verildiği celse öncesinde biz mahkemeye heyetini reddetmiştik. Sanıkların mahkemeye yönelik güvensizlikleri var. Tarafsız ve bağımsız olmadığını düşünüyorlar ve bu konuda düşüncelerini beyan ederek taleplerini iletmişlerdi. O konuda karar verilmeden ve tutuklu sanıklardan biri duruşmaya gelmeden karar verildi. Bu tam bir hukuksuzluk örneği."

4 Mayıs 2011 Çarşamba

TGDP Sözcüsü Necati Abay'a 18 Yıl 9 Ay Hapis Cezası Verildi...

TUTUKLU GAZETECİLERLE DAYANIŞMA PLATFORMU’NDAN
BASINA VE KAMUOYUNA

* Platformumuzun Sözcüsü Necati Abay’a 18 Yıl 9 Ay Hapis Cezası, Atılım Gazetesi Eski Sahibi ve Yazı İşleri Müdürü Hatice Duman’a Müebbet Hapis Cezası Verildi...
* Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesi’nin Bu Kararı Sıkandaldır ve Çok Tartışılacak...

4 Mayıs 2011 tarihinde İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 8 yıl süren davanın karar duruşmasında, tutuksuz olarak yargılanan ve müebbet hapisle cezalandırılması istenen platformumuzun sözcüsü Necati Abay’a “terör örgütü yöneticisi” olduğu iddiasıyla 18 yıl 9 ay hapis cezası verildi. Aynı duruşmada tutuklu bulunan Atılım gazetesi eski sahibi ve yazı işleri müdürü Hatice Duman’a müebbet hapis cezası verildi.
Tutuksuz yargılanan Necati Abay’a tutuklama kararı verilmezken dava Yargıtay’a intikal etti.
Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesi’nin Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Platformu Sözcüsü Necati Abay hakkında verdiği bu kararın, platformumuzun basın özgürlüğü, düşünce ve ifade özgürlüğü, tutuklu gazetecilerin serbest bırakılması için yürüttüğü mücadeleye yönelik bir tavır olduğunu düşünüyoruz. Bu karar sıkandal bir karardır ve çok tartışılacağını sanıyoruz. Hem Hatice Duman hem de Necati Abay şahsında bu karar Atılım gazetesine yönelik doğrudan saldırıdır.
Necati Abay, Atılım gazetesinde yazar-editör olarak çalışırken 13 Nisan 2003 tarihinde Kadıköy’deki evinden bilgisayarıyla birlikte gözaltına alınmıştı. Evinde yapılan aramada hiçbir suç unsuruna rastlanmamıştı. Necati Abay, Terörle Mücadele Şubesine götürüldüğünde tıpkı bugün Ahmet Şık ve Nedim Şener’e yapıldığı gibi asılsız iddialarla, polis komplosuyla yüzyüze bulunduğunu gördü. Suçlamaları reddetti.
Necati Abay’ın yaşamı boyunca hiç tanımadığı Aligül Alkaya adlı şahıs, emniyette işkence altındayken polisin hazırladığı “ifadeyi” polisin zoruyla imzalamasıyla birlikte polis komplosu ve komplo belgesi devreye girer ve Necati Abay gözaltına alınır. Bu düzmece “ifade”nin dışında (Kaldı ki Aligül Alkaya savcılık, sorgu hakimliğindeki ve süren duruşmalar boyunca verdiği ifadelerde polisteki Necati Abay’la ilgili ifadenin kendisine ait olmadığını, polisin sokuşturduğunu söyler.) dosyada Necati Abay’ın aleyhine hiçbir delil bulunmamaktadır, dahası yargılamanın sürdüğü 8 yıl boyunca dosyaya aleyhte bir delil de girmemiştir.
Necati Abay, 4 günlük gözaltının ardından savcılığa çıkarılır ve savcılık tutuklama istemiyle sorgu hakimliğine gönderir. Sorgu hakimi Aligül Alkaya’ya ait olduğu iddia edilen düzmece ifadeyi ciddiye almaz ve Necati Abay’ı serbest bırakır. Komplonun kısa sürede boşa çıkarıldığı sanılır, ancak komplocular yine işbaşındadır ve savcılığın itirazı üzerine Necati Abay aynı gün yeniden gözaltına alınır, tutuklanır ve Tekirdağ F Tipi cezaevine konulur. İddianame hazırlanır ve Necati Abay, Aligül Alkaya’ya ait olduğu iddia edilen emniyet ifadesindeki 4 satırlık ifadeye (Necati Abay’ın İstanbul’da bulunan hücre evlerinin sorumlusu olduğu, hücreler arasında irtibat sağladığı ve gizliliği sağlamak maksadıyla Emre kod adını kullandığı) dayanılarak TCK 146/1 gereğince müebbet hapisle cezalandırılması istenir. Ancak 4 Nolu Devlet Güvenlik Mahkemesi (O tarihte DGM’ler vardı) 3 Ekim 2003 tarihli ilk duruşmada Necati Abay’ı tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakır. Ama DGM’lerin yerine geçen özel yetkili Ağır Ceza Mahkemesi karar duruşmasında Necati Abay’a TCK’nın 168/1 gereğince “Terör örgütü yöneticisi” olduğu iddiasıyla 18 yıl 9 ay hapisle cezalandırır. Dosya Yargıtıy aşamasındadır.
Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Platformu olarak Platformumuzun sözcüsü Necati Abay’a 18 yıl 9 ay ve Atılım gazetesi eski sahibi ve yazı işleri müdürü Hatice Duman’a müebbet hapis cezesı verilmesini protesto ediyor, başta basın meslek kuruluşları, düşünce ve ifade özgürlüğüne, basın özgürlüğüne duyarlı kişi ve kurumları demokratik tepkilerini ortaya koymaya çağırıyoruz.
Özel yetkili Ağır Ceza Mahkemesi’nin bu kararı, tutuklu gazeteci sayısı bakımından dünya birincisi olan Türkiye’nin, düşünce ve ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü karşıtı tavrının artan oranda sürdüğünün yeni bir göstergesidir.

Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Platformu (TGDP)
4 Mayıs 2011



İLETİŞİM: Necati ABAY-TGDP Sözcüsü, GSM: 0535 929 75 86,
E-posta: necatiabay@gmail.com,
Blog: http://tutuklugazeteci.blogcu.com/,

1 Mayıs 2011 Pazar

3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nde Türkiye Dünya Birinciliğini Sürdürüyor

TUTUKLU GAZETECİLERLE DAYANIŞMA PLATFORMU’NDAN
BASINA VE KAMUOYUNA

* 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nde Türkiye Dünya Birinciliğini Sürdürüyor!..

Türkiye’de ve Dünyada basın özgürlüğü, düşünce ve ifade özgürlüğü, halkın haber alma hakkını savunan basın emekçileri çeşitli saldırılara maruz kalıyor. Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Platformu olarak 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nü kutluyoruz.
Türkiye, cezaevlerinde tutuklu ve hükümlü gazeteci-yazar sayısı bakımından Dünya birinciliğini sürdürüyor. İki ay önce Türkiye ve Dünya kamuoyuyla paylaştığımız bu saptama, birkaç hafta önce Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) nezdinde de teyit edilmiş oldu. Uluslararası Basın Enstitüsü’nün açıklamasına göre Türkiye 57 tutuklu gazeteciyle Dünya birincisidir.
Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Platformu’nun saptamasına göre bugünkü tarih itibariyle Türkiye cezaevlerinde 12’si imtiyaz sahibi ve yazı işleri müdürü olmak üzere 58 gazeteci ve yazar tutuklu bulunuyor. Tutuklu gazeteci ve yazarların büyük çoğunluğu Sosyalist basın ile Kürt basınına mensuptur. Sosyalist basından 23, Kürt basınından 24 gazeteci ve yazar tutuklu ve hükümlüdür. Geçtiğimiz hafta Dicle Haber Ajansı (DİHA)’nın Diyarbakır bölge temsilcisi Kadri Kaya ile Batman muhabiri Erdoğan Altan’ın tutuklanması saldırıların sistematikleştiğinin göstergesidir. Binlerce basın emekçisinin yargı kıskacı altında bulunduğunu da belirtmek gerekir.
Türkiye’de basın özgürlüğünü, halkın haber alma hakkını, düşünce ve ifade özgürlüğünü savunmanın yolu, toplumsal muhalefet güçlerinin Toplumla Mücadele Yasası adını verdiği Terörle Mücadele Yasası’na karşı mücadele etmekten geçiyor. TMY’yi dokunmadan, gündeme almadan, Türkiye’de basın özgürlüğünü savunmanın olanağı yoktur. Bu ölçüt, basın özgürlüğünü savunmanın mihenk taşı haline geldi. Türkiye’nin tutuklu gazeteci sayısı bakımından Dünya birincisi olmasında da TMY’nin doğrudan payı vardır. Bir diğer ölçüt ise tutuklu gazetecilerin yargılandığı, gizlilik kararı, uzun yargılama süresi vb. özel yetkilerle donatılmış Devlet Güvenlik Mahkemelerinin devamcısı Ağır Ceza Mahkemelerinin kaldırılması talebidir. Atılım Gazetesi genel yayın yönetmeni ve İstanbul 1. Bölge (Anadolu Yakası) bağımsız milletvekili adayı İbrahim Çiçek 5 yıla yakın bir süredir tutuklu bulunmaktadır. İbrahim Çiçek’in durumu, uzun yargılamaya tipik örnektir...

TMY İptal Edilsin!
Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemeleri Kaldırılsın!
Tutuklu Gazetecilere Özgürlük!

Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Platformu (TGDP)
2 Mayıs 2011


İLETİŞİM: Necati ABAY-TGDP Sözcüsü, GSM: 0535 929 75 86,
E-posta: necatiabay@gmail.com,
Blog: http://tutuklugazeteci.blogcu.com/,