29 Ocak 2012 Pazar

Bir Gazeteci Daha Tutuklandı... Tutuklu Gazetecilerin Sayısı 105’e Yükseldi...

TUTUKLU GAZETECİLERLE DAYANIŞMA PLATFORMU’NDAN
BASINA VE KAMUOYUNA

Bir Gazeteci Daha Tutuklandı... Tutuklu Gazetecilerin Sayısı 105’e Yükseldi...
RSF ve CPJ’nin Tutuklu Gazeteciler Açıklaması Nesnel Değil Kasıtlıdır...

Kürt basınından bir gazeteci daha tutuklandı.
Azadiya Welat gazetesinin Mardin temsilcisi Aziz Tekin, 28 Ocak 2012 tarihinde Kızıltepe’de KCK adı altında BDP’li Kürt siyasetçilere yönelik eş zamanlı operasyonlardı gözaltına alındı ve aynı gün tutuklandı. Tutuklananlar arasında, BDP Kızıltepe İlçe Başkan Yardımcısı Kenan Akdoğan, Kızıltepe Belediyesi Başkan Yardımcısı Leyla Salman, Belediye Meclis Üyesi Nuran Turan da bulunuyor.
Aziz Tekin’in tutuklanmasıyla birlikte, tutuklu gazetecilerin sayısı, 19’u imtiyaz sahibi ve yazı işleri müdürü olmak üzere 105’e çıktı. Tutuklu gazeteci sayısı bakımından Türkiye’nin dünya birinciliği iyice sağlamlaştı! Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF)’nin yayınladığı 2011/2012 Dünya Basın Özgürlüğü listesinde de Türkiye 10 sıra daha geriledi ve 148. sırada yer aldı. AKP hükümetinin dört elle sarıldığı Terörle Mücadele Yasası (TMY)’nin marifetidir bu.

RSF ve CPJ’nin Tutuklu Gazeteciler Açıklaması Nesnel Değil Kasıtlıdır...
Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF) Aralık 2011 tarihinde yayımladığı raporda “Çin, gazetecileri en fazla tutuklayan ülke olma özelliğini kaybetmedi.” diyerek Çin’i tutuklu gazeteci sayısı bakımından Dünya birincisi ilan etti. Çin’i İran ve Eritre’nin takip ettiğini belirtti. Peki neye dayanarak? Dayanaktan yoksun bir açıklama bu. Çünkü aynı raporda “Bu üç ülkede hapiste olan toplam gazeteci sayısı belirsiz.” diyor. Sayı belirsizse Çin’i Dünya birincisi ilan etmenin ayakları havada kaldığı da yalın bir gerçektir. Aynı raporda “Tutuklu gazeteciler ile ilgili sayı yalnızca 2011’de hüküm giyen gazeteci sayısıdır. Bu sayı, daha önce başlayan davalardan tutuklu olan gazetecileri ve 2011'de davası sürenleri kapsamıyor.” diyor. Bu da tek ülkeler bakımından toplam tutuklu gazeteci sayısını belirleme çabası ve kaygısından uzak kasıtlı bir politik tutumun yansımasıdır. RSF’nin ABD’nin dış politikasının güdümünde olduğunu biliyorduk ama bu ölçüde nesnelliğini yitireceğini beklemiyorduk. Açık ki Türkiye’nin tutuklu gazeteci sayısı bakımından (Bugün itibariyle sayı 105’tir.) Dünya birincisi olduğu gerçeğini görmezden gelinerek Çin ve İran hedef tahtasına oturtuluyor. Yakın zamanda ABD güdümündeki Uluslararası alanda faaliyet gösteren Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ) de Türkiye’de sadece 8 gazetecinin tutuklu bulunduğunu açıklayarak Türkiye’deki tutuklu gazeteciler gerçeğini önemsizleştirmiş, Çin, İran ve Suriye’yi hedef tahtasına oturtmuştu.
Sonuç olarak RSF ve CPJ, ABD dış politikası güdümündedir. Nesnelliği en azından tartışmalıdır. ABD’nin hedefine koyduğu ülkeleri hedef tahtasına oturtma kaygısıyla hareket ediyorlar. Yakın zamana kadar Türkiye’de tutuklu gazeteciler gerçeğini görmezlikten geldiler, şimdi görmezlikten gelemiyorlar. Bu elbette olumludur. Ama maalesef nesnellikten de uzaktır...


Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Platformu (TGDP)
29 Ocak 2012


İLETİŞİM: Necati ABAY-TGDP Sözcüsü, GSM: 0535 929 75 86,
E-posta: necatiabay@gmail.com,
Blog: http://tutuklugazeteciler.blogspot.com,

15 Ocak 2012 Pazar

“Hrant’ın Arkadaşları”nın desteğinize ihtiyacı var...

“Hrant’ın Arkadaşları”nın desteğinize ihtiyacı var...

Hrant Dink’i yok ettikleri günden bu yana tam beş yıl geçti. Beş yıl önce onu yüz binler İstanbul caddelerinde akarak, milyonlar ağlayarak uğurladı.
Beşinci yılında o büyük dayanışmayı, o sessiz çığlığı, o çok büyük anlam taşıyan demokratik çıkışı tekrarlamak dileği ve umudundayız.
Beş yıl boyunca cinayetin yargılanma sürecini hepimiz içimiz burkularak, öfkelenerek, isyan ederek izledik. Karşımıza üç beş tetikçi çıkardılar ve bununla yetinmemizi istediler.
O yüzden 19 Ocak 2012 Perşembe günü Hrant Dink’i olabildiğince büyük bir kitlenin katılımıyla anmak daha da bir anlam ve önem kazanıyor.
Ama bunu olabildiğince geniş kesimlere duyurmakta ve katılımlarını özendirmekte sizin yardımınıza, desteğinize şiddetle ihtiyacımız var. Katkılarınız olmadan bunu başaramayız.
19 Ocak Perşembe günü saat tam 13’de Taksim Meydanının Elmadağ’a olan yönünde toplanacağız ve AGOS’un önüne yürüyeceğiz.
Slogan yok. Örgütsel flama, bayrak yok. Bu sessiz bir çığlık.
Önümüzdeki Pazartesi, Salı ve Çarşamba boyunca ulaşabildiğiniz herkese, üyesi olduğunuz her maiel grubuna, meslek örgütüne, STK’ya bu çağrıyı duyurmakta bize omuz verin.
19 Ocak günü kendinizin de o yürüyüş kolunda saf tutun.
Şimdiden teşekkürler...

Hrant’ın Arkadaşları